Netflix, yeni serisi Stranger Things ile hedefi 12 ‘den vurdu ancak, bir başka serisi olan Sense8 ‘in ülkemizde hakettiği ilgiyi alamadığını söyleyebilirim.
Sense8 ile tanışmam ne bir yazı veya inceleme, ne de bir tavsiye üzerine oldu. Dönüp tekrardan Cloud Atlas izlediğim bir gün, “Ya bu Wachowski’ler ne yapıyor” diyip ortalığa bakındığımda karşılaştım.
Matrix serisi, V for Vendetta, Cloud atlas derken Wachowski ‘ler, Jupider Ascending ile kalbimizi kırdılar. Belli ki onlar da holywood ‘un trend ve popülist yapımlar konusundaki baskıları omzulamak zorunda kaldılar. Bunu takiben ise, mükemmel bir Netflix serisi olan Sense8 ile karşımıza çıktılar.
Kısaca ve berbat etmeden anlatmak gerekirse Sense8, dünyanın farklı köşelerinde yaşayan sekiz farklı insanın, birbirleriyle kurdukları zihinsel ve duyusal bağın hikayesini anlatan bir bilim kurgu dizisi. Dizi boyunca bu bağın farkına varan karakterler bir yandan bu güçlerini ve birbirlerini tanırken, bir yandan da amacı gizli bir kötünün bu güçlerine göz diktiğini farkederler.
Bu duyusal olarak bütünleşik sekiz kişi sensate olarak biliniyor – dizi de adını zaten buradan alıyor. Birbirleri arasındaki bağ ekrana çok güzel yansıtılmış, insanı tripten tribe sokuyor. Birbirleri ile zihinsel temasta bulunan bu sekiz kişi, duyusal paylaşımları ile yetenek ve kabiliyetlerini de birbirlerine aktarabiliyorlar. Bu temas, çoğu zaman bir iletişim aracı olarak karşımıza çıkıyor, bunun yanı sıra benlik transferi ile sensate ‘ler kendi yeteneklerini başka bir bedende icra edebiliyorlar, bu şekilde gelişen bir yardımlaşma söz konusu.
Bu tip bir iletişimin sadece çift yönlü icra edilebileceği düşünülebilir, ancak öyle değil. Kümedeki sekiz kişinin ortak paylaşımı, tüm benlik ve duyguların birbirine geçtiği ve tek hale geldiği bir kaç durum, çok güzel resmedilmiş.
Dizi, sıkı bir LGBT savunucusu olarak karşımıza çıkıyor. Yakın zamanda cinsiyet değiştirme operasyonundan geçen Wachowski kardeşler, Rengarenk cinsel tercihleri dizinin dört bir yanına serperek çok güzel bir çeşitlilik sağlamışlar. Dünyanın dört bir yanında farklı kültürler ve farklı cinsel tercihler o kadar ustaca harmanlanmış ki, sadece çeşitlilik sağlayan bir unsur olmakla kalmıyor, bu bilim kurgu senaryosunda sevginin evrenselliği noktasında sık sık ana hikaye ‘ye bir yerlerden dokunuyor. Birbirleriyle olan bu duyusal ilişkinin gelişmesi noktasında bu sevgi, en önemli katalizör olarak karşımıza çıkıyor.
Bunun dışında, insanı düşünmeye sevk eden bir çok yönü var dizinin. Beni oldukça etkileyenlerden biri, eğitimli ve şüpheci kişiliklerin bu ilginç yeteneğe de mesafeli ve şüpheci yaklaşırken, inançlarına bağlı kişiliklerin bu yeteneği ne kadar doğal bir biçimde kabullendikleri ve kullanmaya başladıklarını çarpıcı bir şekilde yansıtmış dizi. Akılcı ve mantıklı biri olarak, mantık sınırlarını aşabilecek durumlarda akıl ve inanç arasındaki çizginin ne kadar bulanıklaşabildiğini çok güzel göstermiş.
Dizide daha iyi olabilirdi diyebileceğim bir nokta hikayenin akışı noktasında olurdu. Bu 12 bölümlük dizinin ilk 8 bölüm kadarı, karakterlerin bireysel çevrelerinde yaşadıkları olaylar çerçevesinde, birbirlerini tanıma ve yeteneklerinin farkına varıp kabullenme sürecine ağırlık veriyor. Kalan 4 bölüm ise, kötü adamın girizgahı ve hikayenin ana rayına oturması için anca yetiyor. Çok uzun planlanmış bir serinin giriş sezonu gibi olmuş. Ancak işin rengi de öyle değil, Lilly Wachowski ‘nin sağlık sorunları sebebiyle projeden uzaklaşması ve 2. sezon çekimlerinin bir kısmında vuku bulan cast değişimleri ve yeniden çekim gereksinimleri, çekimi zaten maliyetli olan bu sezonu daha da maliyetli bir hale getirmiş. Netflix çok orjinal yapımlara imza atsa da, projelerde bu tip bütçe aşımlarına köklü TV kanalları kadar hoşgörülü değil. Bu nedenledir ki, 2016 sonuna doğru çıkacak olan 2. sezondan sonra dizinin sona erdirilmesi kararlaştırılmış. Yani ilk sezon uzun bir yolculuğun ilk adımları izlenimini verirken, 2. sezonda herşeyin apar topar sona erdirilmesi durumu söz konusu.
Uzun lafın kısası, çok güzel bir dizi, kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Daha uzun süreler de devam etmesini gerçekten isterdim, ancak dünya o kadar basit olmuyor. Tek temennim, girişi mükemmel yapılmış bu diziye, aynı kalitede mükemmel bir final sezonu çekerler. Heyecanla bekliyorum.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.