Arcane’in yeni cosplayer röportajları serisinin ilkinde sizin için Selin’le cosplay camiası, etkinlikler ve gelecekle ilgili konuştuk. Üstelik merak ettiklerinizi sormakla kalmadık, Studio Visualitas’ta ağırladığımız coser’la çok keyifli bir çekim de yaptık. Yani röportaj içerisinde sizinle paylaştığımız her kare sadece bizim tarafımızdan çekilmiş olanlar ve serinin geri kalanında da röportajları kendi çalışmalarımızla sunmaya devam edeceğiz. Lafı fazla uzatmadan sizi Selin’in cümleleriyle baş başa bırakıyoruz (çünkü benden sıkıldığınızı biliyorum ve haklısınız, ben de röportajı Selin için açmış olsam ve bıdır bıdır susmayan röportörü okumak zorunda kalsam sıkılırdım).
Ben Selin ‘Rena Kurt’, 17 yaşındayım ve lise öğrencisiyim.
Cosplay’e nasıl başladın? Seni çeken ne oldu?
Aslında animelere ve Asya’ya genel olarak hep ilgi duyuyordum ve cosplayer olmadan önce çok aktif bir RPG oyuncusuydum, birgün ikizim bir site aracılığıyla Türkiye’de ki cosplay etkinliklerini buldu ve bana denemek istediğini söyledi. Benimde sevdiğim karakterleri fiziksel olarakta yansıtma fikri aklıma yatınca, denemeye karar verdik.
Kostümlerini kendin mi yapıyorsun?
Bu konuda çok yetenekli sayılmam bu yüzden genel olarak kostümleri diktirirdik ancak son etkinlikte acil ihtiyacımız olduğundan evdeki herkes seferber oldu ve dört günde dört kostümü bitirmeyi başardık! Muhtemelen zor olmayan kostümleri kendimiz yapmaya devam edeceğiz.
Craft’ın, hazır kostümler almaya göre zorlukları nedir?
Craft’ın yapım aşaması beni gerçekten zorluyor. İlk craft’ımda ahşapla çalışmıştım ve bundan da olabilir, gerçekten çok yorucuydu. Kalıp çıkarmak, boya tutana kadar istikrarla boyamaya devam etmek, pürüzsüz görünüm elde etmek için dakikalarca zımparalamak hepsi işkence gibi geldi. Üşengeç bir insanım bu yüzden de olabilir tabii, ama sonuç kısmına gelince zorluklar tamamen unutuluyor.
Şimdiye kadar içinde olmaktan en çok keyif aldığın kostüm hangisi oldu?
Caitlyn her konuda kendimle çok bağdaştırdığım bir karakter, sanırım bu yüzden hala içinde olmaktan en keyif aldığım kostüm onunkiydi.
Sence cosplay camiasında, özellikle Türkiye’deki camiada en büyük sorunlar hangileri? Seni bu ortamdan soğutan neler var, neler yaşadın?
Cosplayer olduktan sonra, camiadan çok farklı karakterler tanıdım ve bazıları için keşke hiç karşıma çıkmasaydı dediğim de oldu. Şimdiye kadarki gözlemlerime göre belirli bir ortama girmek adına, olmadığı gibi davranan kişiler ve biraz da koyun sürüsü gibi tabir edilebilecek kişiler var. Bu tarz kişilere katlanamayan biri olduğumdan birçok kez soğuduğumu hissettiğim durumlar oldu. Bana göre en büyük sorun ise karşılarındaki kişinin cosplay’ini yaptığı karakteri tanıdığı için, onları kafalarına göre eleştirebileceğini düşünen insanların varlığı. Cosplay’i insan kendisi için yapar ve en normal şey kendi yorumunu katmasıdır, yapıcı ve yardımcı olabilecek yorumlar sorun değil ama hoşuna gitmeyen her şeyi cosplayer’ın sorunuymuş gibi yüzüne vuran insanlardan hoşlanmıyorum. Beğenmiyorsanız, içinizde yaşayın bu yargınızı.
Ya sevdiğin yanları? Bütün sorunlara rağmen bir sonraki etkinliğe yine heyecanla hazırlanmanı sağlayan güzel bir şeyler de vardır mutlaka?
Her seferinde kendimi sevdiğim başka bir karakter olarak bulabilme düşüncesi beni heyecanlandırıyor. Bu yüzden özellikle kendimle bağdaştırdığım kostümlerin içinde çok mutlu hissediyorum. Ayrıca, cosplay ortamında tanıştığım ve çok sevdiğim kişiler de var, onlarla beraber olma fikri de hoş geliyor. Son olarak convention’lardaki ortamın görüntüsü çok hoşuma gidiyor. Etrafta bambaşka evrenlerden gelen karakterlerin cosplayer’larını gördükçe ait olduğum yerin orası olduğunu hissediyorum.
Etkinlik demişken, genel olarak Türkiye’deki etkinliklerde seni rahatsız eden ya da cosplayer’ların işini zorlaştıran, düzeltilmesi gerektiğine inandığın bir şeyler var mı?
Öncelikle, utangaç ve ilk cosplayini yapan biri için bir convention’dan zevk almak gerçekten çok zor, ortamda hep gruplaşmalar oluyor (ilk etkinliğimde bunu yaşadım ;_; ). Yeni cosplayer’ların kolay alışabilmesi için bazı şeyler düşünülebilir. Bir de son birkaç etkinlikte beni gerçekten çok rahatsız eden bir olay daha var. Dışarıdan gelen siviller, cosplayer’ların kendilerini eğlendirmek için orada olduğunu düşünüyorlar. Bu algının ciddi anlamda yıkılması gerek.
Peki sevmediğin kostümler ya da tavırlar? Seni sıkan bazı davranışlar ya da gördüğünde “Bu da bunu giymese olmazdı…” dediğin durumlar oluyordur?
Bazı cosplayer’ların tavırları elbette çok sinir bozucu olabiliyor. Maalesef bu küçük dağları ben yarattım havasında olanlar da var ortamda. Kostüm olarak tabii ki herkesin kendi tercihi, isteyenin istediğini giymesiyle sorunum yok.
Camianın içinden biraz çıkarsak, dışarıdakilerin, toplumun size bakışıyla ilgili ne düşünüyorsun? Belki biraz klişe bir soru ama Türkiye’de bugün bile çok anlaşılan ve normal karşılanan bir hobi ya da iş değil bu sonuçta. Neler yaşıyorsun dış dünyayla cosplay odaklı etkileşiminde?
Toplumun bakış açısı fazlasıyla çeşitli olabiliyor. Birkaç defa çeşitli sorunlar çıktığından etkinlik alanında değil de, etkinliğe giderken kostüm giymem gereken durumlar oldu ve toplu taşıma araçlarında insanların bakışları gerçekten çok komikti. Bazen de insanlar yaptığımız şeyle ilgileniyor ve düzenli takip edebilmek için bizden site istiyorlar. Ama başta garipsemek herkes için ortak bir durum sanırım. En yakın arkadaş grubum bile cosplay’in bu kadar üzerine düşmeme anlam veremiyor. Cosplayer’lar olarak hepimiz zaten garibiz, çok sorgulamamak gerek.
Çekimlerden bahsedelim biraz da. Cosplay’in gittikçe popüler olması doğal olarak camia içinden ya da dışından fotoğrafçıları da bu alana çekiyor. Cosplay fotoğraflayandan beklentilerin nelerdir? Her zaman istediğin sonuçları alabiliyor musun? Daha önemlisi bir cosplayer olarak yer aldığın çekimlerin senin için profesyonel bir modellik kariyerinin başlangıcı olabileceğini, ya da başka alanlarda ilerlerken kişisel tanıtımın anlamında olumlu sonuç vereceğini düşünüyor musun?
Cosplay fotoğraflayanlardan ilk beklentim, esmer olmamak! Neden bilmiyorum ama ilk kez çekim yaptığım her fotoğrafçı photoshop’la esmerleştiriyor beni…Daha sonra, elbette kompozisyonu iyi oluşturmak çok önemli. Cosplayer pozu ve kostümüyle bir fotoğrafa katabileceği her şeyi de katsa, karakterden alakasız bir çekim ortaya sıradan işler çıkarır. Dolayısıyla, convention’larda olmasa bile özel çekimde karakter hakkında az da olsa bilgi sahibi olmak fotoğrafçı için çok yararlı olabilir. Ayrıca bazı fotoğrafçılarda da ego seviyesi tavan yapmış durumda ve öyle ki, kendimizi zorla çektiriyormuşuz havalarına girebiliyorlar. Durum böyle olunca cosplayer da rahat olamıyor ve ortaya elle tutulur hiçbir şey çıkmıyor. Yani lütfen fotoğrafçılar da, etrafta kendileri gibi onlarca fotoğrafçı olduğunun bilinciyle gelsinler etkinliklere. Modellik konusundaysa, dürüst olmak gerekirse fashion tarzında yaptığım çekimler benim için cosplay çekimlerinden daha zevkli geçiyor. Kendimi kasmadan, rahat poz verebiliyorum dolayısıyla ileride bu alanda çalışabilirim, emin değilim.
Peki cosplayer olarak geleceğin? Bundan beş, on sene sonra kendini yine bu alanda faaliyet gösterirken hayal edebiliyor musun, yoksa geçici bir hobi olarak mı görüyorsun? Bir de artık Türkiye’de cosplay para da kazandırabilen, ciddi denebilecek bir meslek halini almaya başladı. Batı’daki durum tam anlamıyla olmasa da buraya yansıyor. Gerçekten çok kişiyi besleyen, büyük sektörler arasına girer mi bilinmez ancak böyle bir ihtimal olsaydı hayatını tamamen profesyonel bir cosplayer olarak sürdürmeyi tercih eder miydin?
Profesyonel cosplayer olma kavramı şuan bana çok uzak geliyor açıkcası, bir gün o seviyeye gelebilirsem elbette hobimi meslek haline getirmeyi tercih ederim. Ancak kaç yaşıma gelirsem geleyim, cosplayer olmaya devam etmek istiyorum. Elbette, her yaşımda aynı sıklıkla cosplay yapamam ancak hiçbir zaman bu hobiden tam olarak uzaklaşacağımı düşünmüyorum.
Hem keyifli sohbetin, hem de harika kareler için çok teşekkürler!
Ben de teşekkür ederim!
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.