Arcane Cosplayer Röportajları serisinde bu hafta Ecem Aytimur’u konuk ediyoruz. Kendisi cosplay ortamında gittikçe daha çok duyulmaya başlayan bir isim olduğu kadar, yine bu ortamda geçirdiği süreç boyunca bazı tartışmaların da ortasında yer almış bir isim. Hem başarılı, hem tartışmalı, hem de elimizde güzel fotoğrafları var (yine biz çektik tabii ki), daha ne isteyelim? Dünya barışı ve uzay gemisi isteyelim, yeterince istersek olur bizce.
‘Bizce’ demişken, bize biraz kendinden bahseder misin?
04.08.1995 tarihinde bir yaz akşamı dünyaya gelmişti Ecem. Bilmiyordu ki 20’li yaşlarda cosplay ile uğraşacak… Bilmiyordu ki mirketleri onu çok sevecek… Neyse neyse *grin emoticon* Boğaziçi Üniversitesi 2. sınıf öğrencisiyim, aynı zamanda Müjdat Gezen’de actor studio eğitimimi bitirdim. Piano ve opera tarzinda şanla ilgiliyim. Buz pateni ve çizimi de ekleyebilirim sanırım.
6 aydır stream yapıyorum (cosplay/craft/oyun) ve yeni yetme YouTuber olma yolunda ilerliyorum. Modellik ise, convention’larda cosplayer olarak poz verirken bir bakmışım fashion’a kaymışım.Profesyonel anlamda adım attığım X noktası oldu diyemem yavaş yavaş yükseliyor insan.
Bu durumda başka bir yaz akşamında çok klişe bir soruyla devam edelim, cosplayer olmaya nasıl karar verdin? (Ya da ‘Yarasa Adam – Betmen’ filmindeki soru kalıbı ile: “Cosplayer olman nasıl oldu?”)
Lisede düzenlenen şamata günü sayesinde ilk kostümümü yaptım.Üniversitede ise galaya gelemeyen bir cosplayer nedeniyle, benim de hazır kostümüm bulunduğu için galaya davet edildim. Sonrasında ise arkadaş ısrarları üzerine, “X, Y etkinlikleri var, oraya da gelsene?” şeklinde oldu.
Peki kostümlerin tamamen senin el işçiliğinin ürünü mü?
Evet, hazır kostümüm yok.
İddialı… Sana göre craft’ın, hazır kostümler almaya göre zorlukları nedir?
Bence bir zorluğu yok. Hatta memnun kalmadığım kostüme/craft’a tonlarca para dökmeye gerek yok.
Ya en sevdiğin kostümün, mutlaka seninle özdeşleşmeye başlamış bir kostüm vardır?
Genderbend Vladimir
Tahmin etmeliydim aslında. Biraz da sohbete ‘gıybet’ ekleyelim madem. Sana göre cosplay camiasında, özellikle Türkiye’de en büyük sorunlar hangileri? Seni bu ortamdan soğutan neler var?
İnsanların her işe burunlarını sokmaları… Senin ne paylaşıp ne paylaşamayacağın, kostümü kaç kere giyip giyemeyeceğin gibi şeyler üzerine konuşmaları. Gereksiz laf dalaşmaları, dedikodular, dram. Bunlar olmazsa olmaz zaten.Önemli olan bunlara takılmayıp devam etmek/edebilmek.
Örnek olarak fashion çekiminde cübbe aramak? Ortamdaki çoğu insanın hayatı cosplay, hobisi cosplay, işi cosplay. Boş zamanlarında cosplay planları veya dedikodusu yapıyor. Benim öyle değil. Fashion ve cosplay çekimi ayrı şeyler. İnsanlar cosplay adı altında karaktere başka şeyler de ekleyebilir veya çıkartabilir, veya karakteri öteki cinse çevirebilir. Özgürlüğümüz dahilinde olan şeyler.
Epey dolmuşsun bu konularla ilgili… Ama bütün bunlara rağmen bir sonraki etkinliğe keyifle hazırlanmanı sağlayan güzel şeyler de vardır mutlaka?
İnsanlarda gördüğüm sevinç. Beni takdir etmeleri. Hani bazen rüyanızda insan değil de baska bir yaratık olursunuz, veya filmlerde, dizilerde animelerde gördüğünüz insan/varlık olmak istersiniz ya, cosplay de bu olaya en yakın şey.
Etkinlik demişken, Türkiye’deki etkinliklerde seni rahatsız eden ya da cosplayer’ların işini zorlaştıran bir şeyler var mı?
Güvenlik politikaları. Etkinlikle alakasız olarak etkinliğe gelen topluluğun olgunlaşması gerek… Bu zamanla olacak bir şey.
Etkinliklerde karşılaştığın ve sevmediğin kostümler ya da tavırlar oluyor mu?
Asla olmuyor. Özgür bir ülkedeyiz isteyen istediğini, istediği kadar giyebilir. Buna kimsenin de karışma veya söz söyleme hakkı yok.
Onu güzel dedin, teoride gerçekten bu böyle. Umarım pratikte de insanların rahatsız edilmeden ve ne giyeceğini düşünmek zorunda kalmadan etkinliklere katılabileceği, hatta etkinlik ve cosplay bir yana aynı rahatlıkla sokakta gezebileceği günler gelir. Bu arada konuyla alakası yok ama, cosplay ortamının ‘drama’ları da oldukça meşhur ve hareketli gördüğüm kadarıyla. Bu durumların “Reklamın kötüsü olmaz.” düşüncesiyle ortamın ilgi çekmesini sağladığını mı hissediyorsun, yoksa tam aksine insanları soğutarak bu hobiyi yavaş yavaş öldüren bir durum olduğuna mı inanıyorsun?
Aslında durumuna göre 2’sini de düşünüyorum diyebilirim *grin emoticon*
İkisi de diyorsun? O zaman bu cevabını ‘grin’ eşliğinde okuyucuya bırakıp camianın içinden biraz çıkmak istiyorum, böyle güzel çünkü. Dışarıdakilerin, toplumun size bakışıyla ilgili ne düşünüyorsun? Neler yaşıyorsun dış dünyayla cosplay odaklı etkileşiminde?
Deli bunlar deyip geçiyorlardır. Ama mesela Hobbit 2 ve 3 galalarına giderken kostümlü olarak yollarda dolaşmıştım, tanıyan cidden seviyor bu durumu. Şoke olan insanlar, cık cıklayan dedeler nineler de var tabii, kıyamet mi koptu diye soran da.
Çekimlerden bahsedelim biraz da, sonuçta profesyonel olarak modellik de yaptığını söyledin ama malum, cosplay ve moda çekimleri her açıdan farklı olabiliyor. Cosplay fotoğraflayanlardan beklentilerin nelerdir? Her zaman istediğin sonuçları alabiliyor musun?
Şöyle; eğer etkinlikte bir çekim yapıldıysa (ki hepimiz biliyoruz asla 1 poz çekilmez), örnek veriyorum 50 poz çekildi, bunun 50’sini de yollayacaksın diye bir tutum sergilemiyorum ama nezaketen de olsa 1-2’sini yollar diye bekliyor insan. Ha tabii etkinlikte çekilen fotoğrafımı 2 ay sonra istediğimde “Ecem de işime karışıyor çok, onunla çalışılmaz.” diyen fotoğrafçı yok mu? Elbette var…
Belli ki doğrudan yaşadığın bir mevzuya atıftı bu. Peki ‘ömür boyu cosplay’ gibi bir hayalin var mı? Bundan yıllar sonra yine yine cosplayer olmayı tercih eder miydin?
Etmezdim, çünkü ölene dek bu vücut formunu koruyamayacağım. Olabildiğince bu ortamın içinde bulunup, profesyonel olarak devam etmek istiyorum. Gittiği yere kadar… Ama bir B, C, hatta D planı bile olmalı insanın hayatında.
Senin de var anladığım kadarıyla. Mantıklı tabii ki. Ya oyunculuk? YouTuber/streamer olarak planların? Cosplay’le bunların arasında oldukça sıkı bir bağ var. Sence bütün bunlar birbirini destekliyor ve geliştiriyor mu, yoksa engel oldukları durumlar oluyor mu?
Oyunculuk cosplay’in roleplay kısmına kattığı çok büyük bir artı bence. Cosplay’i stream’deyken yapıyordum, şu an YouTube daha mantıklı geliyor. Etkinlikte ve sosyal medyadan aldığım cosplay sorularına cevap verememeye başlayınca artık videolara başlamanın vaktinin geldiğini düşünüyorum. Ben bugün bildiklerimi 2 sene önce hiç bir şey bilmiyorken, deneme yanılma yoluyla, tabiri caizse tırnaklarımla kazıya kazıya edindim. İnsanların bu kadar uğraşmaması için de YouTube’a başladım. Bu platformlar ise birbirine destek oluyor. Engel olduğunu düşünmüyorum.
Ben de düşünmüyorum. Düzenli yayın ve video işi genel olarak zahmetli ayrıca, emek ve disiplin istiyor. Sen başta olmak üzere bununla uğraşan herkese “Kolay gelsin!” diyor (öyle ünlemli, uzaktan ustaya seslenip kaçar gibi), Hem keyifli sohbetin, hem de harika kareler için çok teşekkür ediyorum!
Önemli Not: Röportajdaki bazı karelere hem model olarak, hem de fikirleriyle katılan ve kareleri yayınlamamız için izin veren Iraz Nükte Alp’e de ayrıca teşekkür ederiz.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.