Game of Thrones ‘un 7. Sezonu da geride kaldı – biz de dumanı üstündeyken sezonu mercek altına alalım istedik.
Izlemediyseniz okumayın, spoiler doludur.
Çoğu insan gibi, Game of Thrones ‘u 6 sezondur sıkı takibe aldık – ve 7. sezonu da hep beraber geride bıraktık. 7. Sezon, önceki sezonların aksine 10 un üzerinde değil, 7 bölüm olarak yayınlandı. Üzülerek ilk izlenimimi yazıyorum – 6. sezon sonrası devam için imzalar bekleniyordu, ancak HBO ‘nun “2 sezonda toparlayıp bitirin bu diziyi” baskısı yoğun olarak hissediliyor 7. Sezonda.
Game of Thrones ‘un hikayeyi sindire sindire işleyen, depresif ve durağan temposu, yerine baş döndürücü bir hıza bırakmış. 7 bölümlük sezona o kadar çok şey sığdırmışlar ki – bu kadar geniş bir hikayeyi önceki sezonların temposu ile çekseniz 2-3 sezonluk malzeme rahat çıkar. Olayları ve entrikaları ilmek ilmek ve sabırla işleyen halini sevmiştik oysaki GoT ‘un. O halinden pek eser kalmamış – harala gürele geçen bir sezon oldu.
Tabi bu acelecilik, bir takım mantık ve zaman/mekan hatalarını beraberinde getirmiş. Sezonun ilk bölümlerinde King’s Landing ve Casterly Rock ‘da aynı zamanda sürmekte olan iki ayrı savaşta, Euron bir orda bir burada bitiveriyor. Normal bir haritada haftalar – hatta aylar sürecek seyahatler – senaryoda bütünlük sağlamak adına hiçe sayılmış ve doğruyu söylemek gerekirse biraz komik bile durmuş. Tek sezon içinde Dragonstone – Kings Landing – Dragonstone – Winterfell hattını dokuyanlar oldu. Duvar ‘dan Akgezen avlamak için çıkan grup katakulliye gelince, gruptan ayrılan Gendry ‘nin kule ‘ye gelmesi, insanları uyarması, Daenery’s ‘e durumla ilgili kuzgun gönderilmesi ve kendisinin durumu kurtarmaya gelmesi – sanki 8-10 saatlik bir dilimde olmuş gibi duruyor.
Aceleciliğin dışında drama ve gerilim yaratmak için yapılan bazı hatalar da göz ardı edilecek gibi değil elbet ki. Örneğin, Night King ‘in elinde zekasız undead ‘lerden oluşan bir ordusu var – gayet harcanabilir bu orduyla buzu yoklamak yerine etrafını çevreleyip saatlerce beklemeleri bir garip geldi. Hadi düşünemedi desek – Night King tek mızrak ile uçaksavar misali ejderhayı indirdi – madem ki uzaktan saldırı yapabiliyordun, ortada kaçacak yeri olmayan 5-6 kişiyi mızrakla neden öldürmedin? gibi sorular gelip geçiyor insanın aklından.
Kısacası anlamsız derecede hızlı bir tempo var – ve bunun için yapılan trade-off çok göze batıyor. Görsel olarak olmasa da hikaye ve tempo açısından alışmış olduğumuz Game of Thrones sezonlarından çok uzak.
Bunun dışında, G.R.R. Martin bizzat proje ile ilgili ancak senaryo noktasında kendisinin de mi eli kolu bağlandı tam bilemiyorum – bizi şaşırtan süprizlerden eser yok. Çok olağan ve durağan bir hikayeye dönüştü. Game of Thrones sezonları her bittiğinde, bir öngörülemezlik vardı – ya da kitapları okumadıysanız genellikle öngörünüz tutmazdı – ama şimdi herşey çok bariz gibi. Bir tek Little Finger ‘i boğazladılar, onu da adet yerini bulsun havasında yaptılar.
Jon Snow’un Targeryen kökleri artık tam teşekkül bran ve sam tarafından ortalığa döküldü. Jon Snow ‘un aslında isminin Aegon Targaryen olduğu – ve demir taht ‘ın gerçek varisi – olduğu ortaya çıktı. Güzel bir detay.
Ancak dedim ya – biraz tahmin edilebilir oldu artık dizi. Hamile kalamadığını düşünen Daenery’s, Jon ‘dan hamile kalacak muhtemelen. Tahta bir varis bırakan Jon karakteri ‘nin ise miladı dolacak gibi, bu nedenle 8. sezonda Jon ‘un night king ile savaşında ölümünü çok rahatlıkla bekleyebiliriz.
Maester ‘lerin Sam’e yaklaşımı ise saç baş yolduracak cinstendi. Arkadaş bu kadar ilim bilim adamı, böyle sığ düşünebilir mi? Bir noktada “ya doğru söylüyorsa?” diyip bir iki şeye bakarsın değil mi?
Biraz olumsuz yanlarına değinmiş olduk ama, herşeye rağmen Game of Thrones işte – evlat gibi birşey – atsan atamazsın satsan satamazsın. Severek izledik. Bunlar dışında ise izlemesi müthiş keyifli bir sezon oldu, hikaye artık sonuca doğru ilerliyor, orası kesin, ve artık entrikalar, süpriz ölümler kalmadı.
Artık herşey belli, herşey planlı, herşey bilindiği gibi. Son savaş yapılacak ve sona doğru ilerleniyor, bu bağlamda bakıldığında hikaye durağanlığı vs. gibi konular anlaşılabilir – zira artık olay westeros ‘un güç savaşı olmaktan çıktı – insanlığın yaşam savaşı haline geldi.
Merakla bekliyoruz.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.